top of page

Kuzey’in Son Nefesi: Vikinglerin Tarihten Silinişi

  • Yazarın fotoğrafı: Salih Toprak
    Salih Toprak
  • 21 May
  • 2 dakikada okunur

Vikinglerle ilgili bu yazı, hem kendi içimde hem de blogumda uzun zamandır anlattığım bir serinin son halkası. Şunu söylemem gerek: Bu konuyu işlerken, tarih okuyan bir gözden çok, kalbiyle iz süren biri gibi yazdım. Çünkü Vikingler sadece tarihin tozlu raflarında kalmış bir halk değil – onlar, cesaretin, inancın ve özgürlüğün ta kendisi.


Vikinglerin Sessiz Vedası


Vikingler tarihe büyük girdiler, ama çıkışları bir o kadar sessiz oldu. Ne büyük bir çöküş töreni vardı, ne de heykellerle süslenmiş bir son. Hayır… Vikingler, savaş meydanlarında, yorgun düşmüş zırhların altında, yüzlerini kuzey rüzgârına dönerek veda ettiler bu dünyaya. Onların hikayesi, kahramanlıkla dolu destanlar kadar, sessizce kapanan sayfalarla da örülü.


Stamford Köprüsü ve Son Büyük Direniş


İngiltere’de Stamford Köprüsü’nde, Harald Hardrada’nın aldığı bir okla son buldu bir çağ. 300 gemiyle gelen ordu, sadece 24 gemiyle geri dönebildi. Bu sayı bana hiçbir zaman basit bir askeri kayıp gibi gelmedi. Sanki Viking çağının bizzat kendisi o gemilerle yola çıkmış, ama çoğu geriye dönememiş gibiydi… Bu savaş, sadece bir çatışma değil, efsaneler çağının kapanışının simgesiydi.


Zaman Herkesi Yener, Vikingleri Bile


Zaman, en güçlü düşman. En karanlık düşmanları yenenler, krallıkları dize getirenler bile zamanı alt edemiyor. Vikingler de bunu yaşadı. Hristiyanlık kuzeye yayıldı, kabileler yavaş yavaş devletlere dönüştü, denizleri titreten uzun gemiler yerini sessiz limanlara bıraktı.


Artık ne Ragnar’ın çığlığı duyuluyor ne de Erik’in pusulasız yolculuğu. Ama bu, Vikinglerin bittiği anlamına gelmiyor. Çünkü onların ruhları, bu yazının her satırında, anlattığım her hikâyede yaşadı. Yaşayacak.


Bu Hikâyeyi Anlatmak, Onlara Bir Selamımdı


Bu blogda Vikinglerle ilgili birçok yazı yazdım. Gemilerini, tanrılarını, savaşlarını, kültürlerini, hatta efsanelerini anlattım. Ama hepsi bir şeye hizmet etti: Unutulmasınlar diye. Çünkü her halkın bir sesi vardır, bir hikâyesi. Vikinglerin hikayesi de – bence – anlatılmaya değer.


Bu son yazıyla birlikte, Vikinglerin tarih sahnesinden nasıl çekildiklerini anlatmış oldum. Ama biliyorum ki onlar, hikâye seven herkesin kalbinde yaşamaya devam edecek. Benimkinde ettikleri gibi…


Son Sözüm Şu Olsun


Eğer bu satırları okuyorsan, belki sen de benim gibi tarih meraklısısın. Belki sen de kaybolmuş uygarlıkların izini sürerken kendini arayanlardansın. Vikingler sadece geçmişin değil, insan ruhunun da bir yansıması. Özgürlük ne demek, inanç ne demek, cesaret ne demek – bunu anlamak için Vikingleri tanımak yeterli.


Ben bu yazıyla sadece bir çağın sonunu değil, kendi blogumda da bir serinin kapanışını yapıyorum.


Baltalar sustu, gemiler limana çekildi, tanrılar sessiz. Ama hikâye… o hâlâ anlatılmaya değer.


Hoşça kal, kuzeyin çocukları.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page