Köprünün Üzerinde Bitmeyen Sonbahar: Stamford Köprüsü Savaşı
- Salih Toprak
- 21 May
- 2 dakikada okunur
Tarih 25 Eylül 1066. Sonbaharın kendini belli ettiği bir sabah. Ama İngiltere’nin kuzeyinde o gün sadece yapraklar değil, kılıçlar da dökülüyordu yere. Stamford Köprüsü'nde yaşanan savaş, sadece iki kralın karşılaşması değildi – bu, bir çağın kapanışıydı.
Bir Taht, Üç Kral
İngiltere tahtı, 1066 yılında adeta lanetlenmiş gibiydi. Edward the Confessor öldükten sonra üç adam bu tahta göz dikti:
Harold Godwinson (İngiltere’nin yerel varisi),
Harald Hardrada (Norveç Kralı),
ve biraz sonra Normandiya’dan çıkıp gelecek olan William the Conqueror.
Ama biz bu yazıda özellikle Viking kralı Harald Hardrada'nın kaderine odaklanacağız. Çünkü onun son savaşı, aynı zamanda Viking Çağı’nın da son savaşı oldu.
Harald Hardrada’nın Gelişi: Kuzey Rüzgarı İngiltere’ye Esti
Harald Hardrada, sıradan bir kral değildi. Eski bir paralı asker, Bizans İmparatorluğu’nda bile savaşmış, efsanevi bir savaşçıydı. Kendisini İngiltere tahtının gerçek varisi olarak görüyor ve bu iddiayı kanıtlamak için devasa bir filo ile İngiltere kıyılarına iniyordu.
Fulford’da ilk zaferini aldı. York neredeyse onun olmuştu. Ama hesap etmediği bir şey vardı: Harold Godwinson’un hızlı ve sürpriz bir şekilde kuzeye yürümesi.
Stamford Köprüsü: Vikinglerin Son Direnişi
Harald’ın ordusu Stamford Köprüsü yakınlarında kamp kurmuştu. Savaş olmayacağını sanıyorlardı. Pek çok asker zırh bile giymemişti. Ama Harold’un ordusu sabahın erken saatlerinde köprünün öte yakasında belirdi.
İngilizlerin geçmesini engelleyen tek şey, köprüyü savunan tek bir Vikingti. Efsaneye göre bu adam, köprünün dar geçidini saatlerce tek başına tuttu. 40’tan fazla düşmanı yere serdi. Ancak altından bir tekneyle gelen bir asker, mızrağını köprü tahtalarının arasından saplayarak onu öldürebildi.
Bu kısa direnişin ardından savaş patlak verdi. Zırhsız Vikingler, ağır donanımlı İngilizlere karşı koymaya çalıştı. Harald Hardrada bir okla boğazından vurularak düştü. Tostig, Harold’un kardeşi ve Harald’ın müttefiki, onunla birlikte öldü.

300 Gemiyle Geldiler, 24 Gemiyle Döndüler
Savaş o kadar yıkıcıydı ki, Norveç ordusundan geriye yalnızca 24 gemi dönebildi. Bu sayı, sadece asker kaybını değil – bir çağın kapanışını da simgeliyordu.
Stamford Köprüsü Savaşı, Viking istilalarının sonuncusuydu. Artık kuzeyden gelen yelkenler değil, Avrupa’nın feodal krallıkları yön verecekti tarihe.
Savaşın Sessiz Ardından: Yeni Bir Dönem Başlıyor
İlginçtir ki Harold Godwinson bu dev zaferin ardından sadece birkaç hafta içinde, güneyden gelen Normandiyalı William’la karşılaştı ve Hastings Savaşı’nda öldü. Yani Stamford Köprüsü’nde kazandığı zafer, onun için uzun sürmedi. Ama Vikingler için bu savaş, gerçek bir sondu.

Benim Gözümde Stamford Köprüsü
Bu savaş bana hep hüzünlü gelir. Çünkü bu sadece bir siyasi mücadele değildi. Bu, eski dünyanın son nefesiydi. Vikinglerin gururu, cesareti, korkusuzluğu… Hepsi o köprünün üzerinde son bir kez boy gösterdi. Ve sonra sessizce tarihe karıştı.
Harald Hardrada belki tahtı alamadı ama, adını tarihe son Viking kralı olarak yazdırdı.
Son Sözüm
Eğer bir gün İngiltere’ye yolunuz düşerse ve kuzeye doğru giderseniz, Stamford Köprüsü’ne uğrayın. Bugün orada ne savaş var, ne de bağıran askerler. Ama eğer dikkatle dinlerseniz, rüzgârın arasında bir Viking savaşçısının son nefesini duyabilirsiniz belki.
Çünkü bazı hikâyeler ölmez.
Yorumlar